BİZ KİMİZ?
GÜLŞEN
ALTIN
Kim Demiş Yiyemezsin?
BESLENME VE DİYET UZMANI
GÜLŞEN ALTIN İLE
SAĞLIKLI ZAYIFLAMA TERAPİLERİ
1993 yılında kurduğu Park Sima Zayıflama Kliniği ile yakaladığı büyük bir başarıyı 2005 yılında daha geniş alanlara taşıdı ve diyet ile zayıflama, bölgesel zayıflama departmanlarına ek olarak, obeziteye ilişkin spor departmanını da faaliyete geçirdi.
İzmir’de 20 yıllık çalışma süreci içerisinde doktor, beslenme uzmanları, hemşire ve spor hocalarından oluşan 15 kişilik bir ekiple, İzmir veEge bölgesinde 7000’den fazla danışana hizmet verdi.
Park Sima sayesinde İzmir halkının 12 ton zayıfladığına dair haberle Yeni Asır gazetesine konu oldu. 2014 yılında faaliyet alanını genişleten klinik bugün İstanbul Nişantaşı’nda bütünsel sağlık anlayışıyla tamamen kişiye özel hizmet vermektedir. Gülşen Altın, Almanya’da aldığı akademik eğitimini bütünsel sağlık alanındaki uzmanlığı ile tamamlamıştır.
Kişinin kan, şeker tahlil değerlerine göre, öncelikle kilo probleminin ana nedenini ortaya çıkarmakta, sonrasında, tamamen kişiye özel bir program oluşturmakta ve kişilerin severek yaşam boyu uygulayacağı ve uygularken zevk alacağı bir beslenme sürecini amaçlamaktadır.
“Sağlık denen şey bir mucizedir. Basit kuralları vardır.”
Yapmış olduğu çalışmalarda ağırlıklı olarak, yeme ilişkisi ile insan psikolojisi üzerinde durmuş, yeme bozukluğunun davranışı, davranış bozukluğunun ise yemek yemeyi tetiklediği konusunda güçlü kaynaklar elde etmiştir.
Zayıflattığı birçok kişi ile Fox TV, NTV, Star Tv, Kanal D ve Show TV ‘de Ana Haber bültenlerinde yer aldı. 2015 yılında Sabah Gazetesi Günaydın ekinde Gülşen Altınla Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği köşesini, Milliyet Gazetesi’nde Altınca köşesini, Diva Dergisi’nin “Feel Fit” sayfasında yazılar yazmıştır. Eksen Group ile yapmış olduğu iş birliği neticesinde Nişantaşı Salo Manje’nin diyet menüsünü hazırlamıştır.
KİM DEMİŞ
YİYEMEZSİN?
Artık mesele sadece kilo vermek değil, sürdürülebilir bir beslenmenin mümkün hale gelmesi.
Genel algı, kalorisi düşük diyet yemeklerin tatsız olduğudur. Oysa sağlıklı beslenmenin sürdürülebilmesi için yediklerimiz bizi mutlu etmeli, lezzetli olmalı. Peki bu mümkün mü?